KOBİ’lerin Hedefleri: Ekonomik ve Ekonomik Olmayan Amaçlar
Amaçlar, işletmenin varmak istediği durumları ifade eder. Kuruluş aşamasında ve faaliyetlerin devam ettiği sürede ileriye dönük amaçların net ve gerçekçi olacak şekilde belirlenmesi KOBİ’ler için yaşamsal önem taşımaktadır. Başarılı KOBİ’ler günümüzün sürekli değişen çevre şartları altında amaçlarına ulaşmak için kararlar alır ve aldığı kararları geri adım atmadan uygular.
İşletmelerin temel amacı, kâr elde etmek ve kazançlarını en üst seviyeye taşımak olmakla birlikte son zamanlarda gelişen sosyo-ekonomik yapılanmalar ile kazanç dışında farklı konuların da amaç olarak belirlenmesi gereği ortaya çıkmıştır. Bu hususu dikkate alarak KOBİ’lerin amaçlarını ekonomik ve ekonomik olmayanlar olarak ikiye ayırmak mümkündür.
Ekonomik amaçlar
Ekonomik amaçlar, kâr elde etmek için kurulan işletmelerin en temel amacıdır. Bunlar işletmenin pay sahiplerinin ulaşmak istediği temel amaçlarıdır. Bu amaçların belirlenmesinde işletme sahiplerinin beklentileri etkin rol oynamaktadır. Genel olarak ekonomik amaçları üç başlık altında toplamak mümkündür:
Kârlılık, işletmenin koymuş olduğu sermaye doğrultusunda pay sahiplerinin elde etmek istediği getiriyi belirtir. Bu getiri ne ölçüde yüksek olursa işletme de o ölçüde kârlı olur. İşletmede dikkate alınacak ilk konu elde edinilecek olan kazançtır. Kâr, işletme sahiplerinin, yöneticilerin, çalışanların, yatırımcıların ve dolaylı olarak da tüm paydaşları harekete geçiren temel güdüleme unsurudur. Çünkü KOBİ ne ölçüde yüksek bir kârlılığa sahip olursa getirileri de herkes için o kadar artacaktır. Bunun için KOBİ’ler sadece kısa vadeli kârlar yerine sürekli müşteri mutluluğuna odaklanarak uzun vadeli kârlılığını arttırmalıdır.
Büyüme, büyümeden bahsedebilmek için nitel (kalitetif) gelişmeler gereklidir. Çünkü nitel gelişmeler, bir işletmenin yapısını oluşturan maddi ve beşerî faktörlerin nitelik itibariyle daha iyileştirilmesini ve etkin hale getirilmesini gerektirir. Belli bir büyüklük boyutu elde edilmek istendiğinde, bu boyutun gerektirdiği nitelikte üretim faktörlerine ihtiyaç vardır. Büyüme, ayrıca daha fazla tüketiciye hitap etmeyi gerektirmesi sebebiyle onların arzu ve ihtiyaçlarına daha uygun gelecek ürünlerin üretilmesini, eski ürünler bazında farklılaşmalar yapmayı da yeni özelliklere sahip ürünler üreterek faaliyetlerin farklılaştırmasını gerektirir. İşletmenin faaliyetlerini genişletmesi ve ürünleri çeşitlendirmesi, onu zorunlu olarak iş yapı değişikliklerine, yani reorganizasyon yapmaya zorlayacaktır. O halde, görevler, yetki ve sorumluluklar nitelik itibariyle sürekli olarak değişecektir. Sürekli değişen ve gelişen bir çevrede faaliyette bulunan başarılı KOBİ’ler, değişen ve dönüşen çevresel koşullara uyum sağlayarak büyür ve gelişirler. Çevrelerine uyum sağlayamayan KOBİ’ler ise farkında olmadan küçülür ve rekabet edemez hâle gelirler. Bu nedenle büyüme, KOBİ’nin varlığını devam ettirmesinde önemli bir unsurdur.
Süreklilik, işletmenin uzun dönemde varlığını sürdürebilmesidir. Bir işletmenin nihai amacı varlığını devam ettirmektir. Süreklilik göstermeyen KOBİ’ler, tüm paydaşları için risk algısı oluşturur. Süreklilik yalnızca kârlılık ve büyüme ile sağlanamaz. Rekabet koşulları dahilinde, sürekli değişen koşullarda faaliyette bulunan bir işletme diğerlerine kıyasla kârlılığını daha az artırdığında ve daha az büyüme gerçekleştirdiğinde, rakipleriyle baş edemeyecek ve iş hayatını terk etme noktasına gelecektir. Ayrıca süreklilik, işletmenin nitelikli iş gücüne sahip olması bakımından önemli bir ölçüttür. Çünkü her çalışan iş güvencesi olan bir işyerinde çalışmayı arzu ve talep eder. Bunun yanı sıra, işletmelerin mal ve hizmet sağlamada odak noktasını oluşturan müşteriler de değişimi takip eden, yenilikler yapan ve sürekliliğini koruyan işletmeleri tercih edeceklerini akılda tutmak gerekir.
Ekonomik Olmayan Amaçlar
İşletmecilikte sosyal sorumluluk anlayışının kabul edilmesiyle işletmenin ekonomik çıkarlarının yanında toplumun çıkarlarına da hizmet etmesi gerekliliği işletme amaçlarına da yansımıştır. Bir KOBİ’nin faaliyetlerini etkileyen ve faaliyetlerden etkilenen her kesim olarak tanımlanan sosyal paydaşlar işletme faaliyetlerinden olumlu sonuçlar elde etmeyi umar. Farklı paydaş grupları ve bu grupların amaçları şu şekilde değerlendirilebilir:
Çalışanlar, iyi bir ücret, iş garantisi, iyi çalışma koşulları, yükselme, takdir ve ödüllendirme olanaklarını arzu ederler. Bu amaçlar işletmenin ekonomik amaçları ile çelişir niteliktedir. Sebebi bu amaçların gerçekleştirilmesi için kullanılacak kaynakların, işletmenin ekonomik amaçlarının gerçekleşme derecesini düşürebilecek nitelikte olmasıdır. Ancak bu amaçlar, çalışanların verim ve moralini yükseltecek ve dolayısıyla toplam performansı olumlu bir şekilde etkileyecektir. Teşvikli ücret sistemleri ile üretim ve satılan mallara ilişkin bir prim sistemi geliştirilerek bu amaçların ekonomik amaçlarla uyumlaştırılmasını sağlanabilir. Bunun yanı sıra çalışanların eğitim geliştirme faaliyetleriyle meslekte ilerlemelerinin sağlanması da bu sürece katkı sağlayacak diğer bir önemli konudur.
Tedarikçiler, işletmenin üretimi için gerekli olan hammadde ve yardımcı malzemeler ile ara malları temin eden kişi ya da kuruluşlar olarak işletme ile sürekli iş yapmak, yüksek fiyatla mal veya hizmet vermek, ödemeleri peşin ya da mal tesliminde almak gibi amaçlara sahiptirler.
Satıcılar, KOBİ’nin mal veya hizmetlerini pazarlayan birimler (satıcı, dağıtıcı veya bayi) olarak kaliteli ürünü düşük fiyatla, iyi satış ve ödeme koşulları ile satın almak isteyeceklerdir. İşletmeler satıcılardan teminat, satış garantisi veya peşinat beklerken satıcılar ise mal bedelini satıştan sonra ödemek ya da taksitler hâlinde ödemede bulunmak isteyecektir. Bir başka ifade ile iki grubun amaçları çelişecektir. Ancak KOBİ’ler satıcılara belirli satış rakamları üzerinden özel bir indirim uygulamak gibi yöntemlerle satıcılara yönelik bazı motive edici tedbirler alarak ortak çıkarlarını geliştirebilirler.
Müşteriler, kaliteli bir ürün ya da hizmeti uygun bir fiyattan sürekli olarak satın almayı ve tatmin olmayı isterler. Müşteri olmadan işletme de olamayacağı için işletmelerin müşterilerin amaç ve çıkarlarını göz ardı etmesi mümkün değildir. Bu nedenle yalnızca mal ve hizmetleri üretirken değil, fiyatlamada, pazarlamada ve satışta da müşterilerin tercih ve algıları ile gelir düzeyleri muhakkak dikkate alınmalıdır.
Kısaca toparlamak gerekirse toplum, bir işletmeden mal ve hizmet üretimi sürecinde toplumun çıkarlarını da gözetmesini, devlete ve kamuya karşı görevlerini yerine getirmesini, çevreyi korumasını, güvenli ürünler satmasını, çalışanlarına adil davranmasını, müşterilerine karşı dürüst olmasını, yeni iş olanakları oluşturmasını, yatırımlar yapmasını, eğitim ve sanata destek olmasını beklemektedir.
Sonuç olarak; KOBİ’lerin yatırımcısının yüzünü güldürmesi için kâr etmesi, elde ettiği kârı da büyüme ve sürekliliği için yatırıma dönüştürürken ekonomik faaliyetlerinin yanı sıra toplumsal çıkarları da göz önünde bulundurması gerekir.
Melisa Pekcan
İş Geliştirme Uzmanı