Vaktiniz varken önce kanamayı durdurun. Diğer işlere sonra bakarsınız.
Her aile şirketi doğar, büyür, olgunlaşır. Şirketin olgunluk mertebesine erişmesi için önüne çıkan krizleri aşabilme yeteneğine sahip olması gerekir. İnsanlarda olduğu gibi şirketler de her yaş döneminde karşılaştıkları sorunları aşarak yollarına devam ederler. Her dönemin kendine özgü sorunları vardır. Aile şirketi dönemsel olarak karşılaştığı problemleri çözerse yolunda ilerler. Ancak normal olan sorunlar zamanında çözülmediğinde anormal hal alırlar. Anormal problemler zamanında çözülmezse patolojik duruma dönüşürler. Patolojik problemler de şirketin sonunu hazırlar.
Büyümekte olan şirketin en büyük ihtiyacı düzenli nakit akışıdır. Nakit akışı düzensiz olan şirket ihtiyaçlarını karşılamak için kredi kullanmak durumunda kalır. Piyasalar büyürken alınan krediler zamanında ödenir. Ancak işler ters gitmeye başladığında bankalar kredi faizlerini yükseltir, kredilerini geri çağırır, kredi verme iştahını kaybeder. Piyasalar kötüleştiği zaman ihtiyaçlar ötelenir ve satışlar azalır.
Piyasalar yükselme eğilimine girdiğinde yönetim ekipleri genellikle büyüme planlarını devreye alır. Şirketin yatırımları, personel sayısı, şirket araçları, satış mağazaları, vb. birçok sahada büyüme hamlesi kaçınılmaz olarak görülür. Büyüme dönemlerinde her firma pazara paralel büyüme planları yaptığında aslında barutun fitili ateşlenir. Birbirine bakıp kıyaslama yapan şirketler ileride işlerin düşme eğilimine gireceğini düşünmeden yatırım hamlesi başlatır. Yükselme dönemini fırsat dönemi olarak görür ve gaza basar.
Büyüme hamlesini zamanında yapmak hayati önem taşır. Büyümekte olan aile şirketleri çoğu zaman nakit yaratmak ve piyasanın nimetlerinden faydalanmak için daldan dala atlayıp önlerine çıkan her fırsatı değerlendirme çabası içine girerler. Bir süre sonra kısıtlı kaynaklar nedeniyle büyüme yavaşlamaya başlar. Çeşitli noktalarda etkinlik yani kaynak kullanım verimliliği düşmeye başlar. Bu gibi durumda şirket gerekli önlemleri almazsa önlenemez kayıplar yani kanamalar başlar.
Şirketlerde genellikle giderlerin büyük bölümü personel, kira, finansman ve reklam giderleridir.
Kanama genellikle bu noktalarda kendini gösterir. Kanama başladığında derhal durdurulması gereklidir. Çünkü bu noktalardan nakit uçup gitmeye başlar. Havaya giden nakit ise bir daha geri gelmez.
Böyle bir durum ile karşılaşırsanız ilk önce pazarlama dahil tüm operasyonel giderlerinizi listeyin. Listedeki harcama kalemlerini en yüksek tutarlı olandan en düşük olana doğru sıralayın. Bunu yaptığınızda ilk sırada genellikle personel giderlerinizin olduğunu göreceksiniz. İlk bıçağı bu noktaya atmanız çok önemlidir. Bizim kültürümüzde genellikle personele en son sıra gelir. Önce diğer maliyet kalemleri üzerinde çalışılır. Ama siz siz olun personel sayınızı hiçbir dönemde arttırmayın. Yüksek verimle çalışacak yetkin personeli işe alın ve personel giderlerinizin şişmesine müsaade etmeyin. Ama oldu da personel giderleriniz yükseldiyse ilk bakacağınız nokta burası olsun. Bu çok zor ve yüksek sorumluk isteyen bir durumdur. İyi günlerde birlikte olduğunuz kişilerle yolları ayırmak zordur. Bunun için krizle karşılaşmadan elemanlarınızı iyi tanıyın, yetkinliklerinden haberdar olun ve personel sayısının azaltılması gerektiğinde bunu bizzat kendiniz yapın. Bu işi başkasına havale etmeyin.
Kanama noktalarından bir diğeri işletmenin ödediği kiralardır. Mülk sahibi olup parasını mülke bağlamak istemeyen şirket yöneticileri kiralama yaparak genişleme taktiğini uygular. İşler iyiyken hızla genişlemek kolaydır. Ama işler terse döndüğünde dükkanları kapatmak prestij kaybı olarak algılanır. Unutmayın aile şirketi yöneticisi olarak sizin ilk vazifeniz şirketi hayatta tutmaktır. Bunun için “o bunu der; şu bunu söyler” vb. lakırdılara kulağınızı tıkayın. Fazladan ödediğiniz kiralardan ilk fırsatta kurtulun. İşler iyi olduğunda yeniden dükkân kiralayabilirsiniz. Ama hayatta kalmak için ihtiyacınız olan parayı dükkân sahibine verirseniz zorlanırsınız.
Kira anlaşmaları yıllık olarak yapılmış olabilir. Bir yıllık kirayı bir kerede ödemek işler iyiyken kolaydır. Ama işler durduğunda önceden ödenmiş kiralar şirketi yaralar. Bu nedenle ne olursa olsun kira anlaşmalarınızı aylık bazda yapın. Yıllık yapılmış olanlar varsa bunları kriz gelmeden aylık baza çevirin. Ayrıca kriz dönemlerinde dükkân sahiplerinden mutlaka kira indirimi isteyin. Kira indirimi alamıyorsanız büyük resme bakıp negatif nakit akışı yaratanları kapatın. Siz bu noktaları kapatmazsanız bu noktaların sonunuz olabileceğini aklınızda tutun.
İşlerin büyütülmesi için kredi kullandıysanız sizi zor günler bekliyor olabilir. İşler kötüleşmeden mutlaka işletme sermayenizi yakından takip edin. İşe ayırdığınız sermayeniz yeterli değilse ve kredi kullanmak zorundaysanız riskiniz yüksek olabilir. Mevcut kâr marjlarının her geçen gün eridiğini ve nakit paranın kral olduğunu unutmayın. Nakit paranız yoksa ayağınızı yorganınıza göre uzatın. Burada yanlış bir düşünce olmasını istemem. Şirketin büyümek için dış kaynak kullanması normaldir. Ama boyundan büyük yatırım için gereğinden fazla borçlanması risklidir. Bunun için küçük adımlar atarak, sindire sindire büyüyün. İşler ters gittiğinde kredilerinizi derhal kapatacak pozisyonda kalın ve ilk fırsatta kredilerinizi kapatıp faiz ödemeye son verin.
Krizde reklam ve pazarlama faaliyetlerine devam edilmesi önerilir çoğu zaman. Reklam yapmazsanız unutulacağınız söylenir. Bu kısmen doğru olmakla birlikte reklam ve pazarlama genellikle pahalı ve bu nedenle nakit yutan işlerdir. Bu noktada size önerim “kaz gelecek yerden tavuk esirgeme” mottosuyla hareket etmenizdir. Yani körü körüne reklam ve pazarlama yapmayı durdurun. Harcadığınız her kuruşun size satış kârı olarak veya stok eritip nakit yaratarak dönüp dönmediğini hesap edin. “Biz bu harcamaları ilerisi için yapıyoruz” diyenler olabilir. Onlara kulaklarınızı kapatın. “Bu reklamı yaparsam ne kadar kâr edeceğim, ne kadar nakit yaratacağım?” sorusunun cevabını bulamıyorsanız para harcamayı kesin.
Sonuç olarak; ufak ya da büyük nakit çıkışı yani kanama varsa kanamayı derhal durdurun. Bunun için personel, kira, finansman ve pazarlama giderleri ilk bakacağınız noktalardır. Unutmayın yara ufak olsa bile iltihap kaparsa ciddi sonuçlar doğurabilir. Yara ufakken “bana bir şey olmaz” demeyin. Gerekli tedbirleri alın ve yaranın iltihaplanmasını engelleyin. Vakit varken yarayı temizleyip gecikmeden kanamayı durdurun.
Ayhan
Dayoğlu
20.09.2018