Bir grubun parçası olun. Lobi faaliyetleri yapın. Sorunları birlikte çözün. Unutmayın “bir elin nesi var iki elin sesi var.”
800 yıl önce esnafın gelişmesi birlik ve beraberliğe dayanıyordu. Günümüzde bir yandan küresel arenada faaliyet gösterirken diğer yandan büyümek isteyen aile şirketlerinin bu dayanışmaya çok daha fazla ihtiyacı var.
Anadolu topraklarında yeşermiş ve esnaflığın gelişmesine katkıda bulunmuş Ahilik Teşkilatı’nın temelleri 12. yüzyıla dayanır. Ahilik, halkın sanat ve meslek alanında yetişmesini sağlayan, onları ahlaki yönden geliştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Türkler 11. yüzyılda Anadolu’ya geldiklerinde yerli tüccarların karşısında tutunup rekabet edebilmek için örgütlenmeye gereksinim duydular. Bunun için Ahilik Teşkilatı’nı kurdular. Ahilik Teşkilatı ile sağlam, dayanıklı ve standart mal üretmeyi, çalışanlarını geliştirmeyi, sektör ihtiyacına göre arz ve talebi dengelemeyi, sürekli kârlılığı ve müşteri memnuniyeti sağlamayı hedeflediler. Ahilik kurallarına göre dükkân açabilmek için ustalığa erişmek, usta olmak için bir ustanın yanında yamak, çırak ve kalfalık aşamalarından geçmek gerekiyordu. Dükkân açmak için usta olmak ön şarttı ama yeterli değildi. Zira ustanın kendi işini kurup dükkân açması için gedik denilen imtiyaz fermanına sahip olması gerekiyordu. Gedik ise arz ve talep gözetilerek ilgili bölgedeki teşkilat tarafından veriliyordu. Ustanın bulunduğu yerden yeni bir yere göç etmesi durumunda gediğini gittiği yerin Ahilik Teşkilatı’na onaylatması gerekiyordu.
Ahilik Teşkilatı’nın önemli konularından birisi denetim faaliyetleriydi. Teşkilat müşteri şikayetlerini inceler ve esnafın yaptığı işi denetlerdi. Denetimler sonunda esnafın işini layıkıyla yapmadığı kanaatine varılırsa esnafın sağ pabucu dükkânın damına atılırdı. İşte “pabucu dama atıldı” sözü buradan gelmektedir.
800 yıl önce esnafın gelişmesi birlik ve beraberliğe dayanıyordu. Günümüzde bir yandan küresel arenada faaliyet gösterirken diğer yandan büyümek isteyen aile şirketlerinin bu dayanışmaya çok daha fazla ihtiyacı var. Zira dünya büyük bir pazar haline dönüştü, ekonomik sınırlar ortadan kalktı. İnternetin, dijital alt yapının ve lojistik hizmetlerinin gelişmesiyle müşteriler ve firmalar hiç olmadığı kadar birbirine yakınlaştı. Müşteriler ihtiyaçlarını dünyanın diğer ucundan tedarik etmeye başladılar.
Hızla değişen şartlar iş yapma yöntem ve kurallarını değiştirdi. Eskiden 5-10 senede bir ürün çıkarmak yeterliydi. Bugün neredeyse her gün ürünlerde yenilik yapmak gerekiyor. Yenilikleri ve kuralları takip etmek ise her geçen gün hem daha zor hem de daha pahalı oluyor.
Diğer taraftan belirsizlik artıyor ve dolayısıyla riskler artıyor. Eskiden “risk ile kâr birbirine kardeştir” denirdi. Risk almadan kâr edilemeyeceğine inanılırdı. Ancak bugün büyük risk büyük kâr olmaktan çıktı. Amaç az ama sürdürülebilir kâr etmeye döndü. Bunun için şirketinizin çok değil sürdürülebilir kâr etmesi için çalışın. Çok kâr edeyim derken eldekinden olmayın.
Kâr azaldığında şirketinizin ayakta kalması için maliyetlerinizin düşürülmesi çok önemli hal alır.
Her gün yenilik yaparken maliyetleri nasıl düşüreceğim diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Bu hakikaten zor bir durum.
Bunun için benzer iş yapan diğer şirketlerle ortak amaçlara yönelik teşkilatlarda bir araya gelin. Ortak bir teşkilatınız yoksa teşkilat kurun. Teşkilatlar şirketin tek başına yapamayacağı birçok ortak faaliyeti farklı organları aracılığıyla yapabilir. Ortak sorunları tespit edip çözüm önerileri geliştirebilir. Bir şirketin maliyetini tek başına üstlenemediği araştırmaları yaptırıp, farklı konularda danışmanlık hizmeti alıp sektör raporları oluşturabilir. Bu çalışmalar ise şirkete ışık olur, yol gösterir.
Teşkilatların etki yaratması üyelerinin ne kadar etkin olduğuna bağlıdır. Bunun için üye olduğunuz teşkilatta aktif olun. Yönetim kademesinde görev alın. Toplantılara katılın. Teşkilatı şirketinizin menfaatleri için bir atlama taşı olarak görmeyin. Üyelere açık olun ki onlar da size açık olsunlar. Burada sırlarınızı paylaşın demek istemiyorum. Birlikte ortak sorunları belirleyin ve bunlara çözüm üretin. Çözüm için yardıma ihtiyaç varsa bunları devletin ilgili kademeleriyle paylaşın ve destek isteyin. Unutmayın “bir elin nesi var iki elin sesi var.”
Sektörünüzün sorunlarını küresel boyuta taşıyın. Bunun için yurtdışındaki teşkilatlara üye olun, buralarda aktif görev alın. Unutmayın dünya büyük bir köye dönüştü. Yurtdışındaki gelişmelere belki eş zamanlı belki kısa süre sonra sizi etkileyecek.
Sektörünüzün ihtiyaçlarını belirledikten sonra kısa ve uzun dönemli planlarınızı bu eğilimlere göre yapın. Böylelikle gelecek dalgalara önceden hazır olun.
Teşkilatlarda görev almak günlük işleriniz arasında zaman alacaktır. Buna hiç şüphe yok. Birçok yönetici teşkilatlanmanın bilincindedir. Ama günlük işleri bahane ederek buna vakit ayırmaz, ayıramaz. Sizde bunlardan birisiyseniz bir teşkilata üye olarak bu alana adım atabilirsiniz. Bu adımı attıktan sonra yapmanızı önereceğim şey teşkilatınız içinde ilişkilerinizi güçlü hale getirmeniz olacak. Unutmayın ilk başlarda kişileri tanımak, ilişkilerin faydasını tartmak zordur. Ama buna vakit ayırırsanız bir süre sonra etrafınızdakiler sizi siz de onları tanıyacaksınız. Teşkilat içinde ilişkileriniz arzu ettiğiniz seviyeye geldikten sonra ufkunuzu genişletmek için teşkilatın dış çevresindeki kişileri tanıyın. Bu amaçla teşkilatınızın yönetiminde aktif rol alın. Bunun için seçim gerekebilir. Bu seçimlere hazırlanın ve diğer üyelerin oylarına talip olun. Yönetime girdiğinizde teşkilatın dış çevresine ulaşırsınız. Bu sizi piyasada tanınan biri haline getirir. Tanınan biri olmak önemlidir. Sizin için bilgiye ulaşımı hızlandırır, iş yaparken sektör hakimiyetinizi arttırır, trendleri önceden algılamanıza yardım eder. Kısaca size, dolayısıyla şirketinize ve sektörünüze pozitif kazanımlar getirir. Yalnız başınıza yapmakta zorlanacağız birçok işi hem sizin hem de teşkilatınızdaki diğer arkadaşlarınız için kolaylaştırır.
Sonuç olarak; yeni dünya şartlarında büyümek için risklerinizi en aza indirin. Bunun için maliyetlerinizi kontrol altında tutun. Maliyetler içinde yenilik yaratmak için yapılan çalışmalar önemli paya sahiptir. Bu maliyetleri yönetmek için sektörünüzdeki teşkilatlara üye olun, teşkilat yoksa kurun. Teşkilatta aktif olun. Toplantılara katılın, yönetime aday olun. Bildiklerinizi paylaşın. Diğer üyelere destek olun. Teşkilatı kullanarak hem devletten hem de diğer kurumlardan destek alın. Teşkilatınızı dünyaya açın. Trendleri izleyin. Elde ettiğiniz verileri hem şirketiniz hem de çevrenizdeki diğer üye şirketlerin kullanmasını temin edin. Ortak hareket edin. Daha az maliyetle daha çok ortak problemi çözün ve şirketinizi büyütün.
Ayhan Dayoğlu
20.10.2019